Türkiye İşçi Partisi (TİP) 14 Mayıs seçimlerinde Hatay Milletvekili seçilmesine rağmen tahliye edilmeyen Can Atalay için Hatay’dan Ankara’ya “Özgürlük Yürüyüşü” başlattı. TİP, eylül ayı ortasında, Can Atalay’ın tahliye edilmemesi halinde 1 Ekim’de Ankara’ya yürüyüş düzenleyeceklerini duyurmuştu. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 28 Eylül’de, Gezi davasında Osman Kavala’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis ile Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater Utku’ya verilen 18’er yıl hapis cezalarını onamasının ardından “Özgürlük Yürüyüşü” bugün başladı.

Günde ortalama 30 kilometre yol kat edilmesi planlanan yürüyüşün ilk gününde, Defne’deki Asi Yaşam Merkezi Sosyal Alanı’nda saat 9.00’da basın toplantısı düzenlendi. Ardından TİP Genel Başkanı Erkan Baş, TİP Sözcüsü Sera Kadıgil, TİP Milletvekili Ahmet Şık, Can Atalay’ın annesi Şükran Atalay, babası Mustafa Atalay, amcası Abdurrahman Atalay ile aile üyeleri ve iradeleri yok sayılan Hatay halkı, Antakya’da bulunan Hatay Meclis Binası önünden Samandağ’a yürüdü.

Emek Ve Özgürlük İttifakı İle Demokrasi Güçleri Destek Verdi

Emek Partisi (EMEP) İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak, Hatay İl ve İlçe Başkanları ile Adana ve Mersin İl Örgütlerinden oluşan EMEP heyeti yürüyüşe destek verdi.

Yürüyüş kortejinde SYKP, Yeşil Sol Parti, EHP, Devrimci İşçi Partisi, Halkevleri ve Kaldıraç da yer aldı.

İkinci gün Samandağ’dan süren yürüyüşün durağı Arsuz Kale Köyü oldu. Üçüncü günün durağı ise Arsuz Gökmeydan. Dördüncü gün Gökmeydan’dan İskenderun’a devam edecek yürüyüş, sonraki günlerde Osmaniye, Adana, Konya’da devam edip Ankara’da son bulacak.

Erkan Baş: Gezi Dünyaya Örnek Olmuş Köklü Bir Direnişin Adıdır

Asi Yaşam Merkezi Sosyal Alanı önünde konuşan TİP Genel Başkanı Erkan Baş, yürüyüşü “tarihi” olarak nitelendirerek, “Yürüyüşümüzü Hatay’dan başlatıyoruz çünkü burası on binlerce yurttaşımızın iradesinin gasbedildiği bir kent. Depremde on binlerce insanımızı kaybettiğimiz bir kentteyiz. Yürüyüşümüzü Hatay’dan başlatıyoruz çünkü Gezi, bir davanın konusu olacaksa, önce Ali İsmail’in, Abdocan’ın, Ahmet Atakan’ın hesabının sorulması gerektiğine inanıyoruz” dedi.

Yargıtay’ın Gezi davasındaki cezaları onamasına tepki gösteren Baş, şunları söyledi: “Gezi direnişi dünyanın en barışçıl, en insani ve en haklı itirazlarından bir tanesi. Bu ülkede milyonlarca insanın parçası olmaktan onur duyduğu bir isyanı, direnişi suçlu ilan etmeye kalkmak milyonlarca yurttaşımıza hakaret etmektir. Kararı verenler ülke tarihine kara leke olarak geçecek. Gezi bir itiraz hareketidir. Gezi, Türkiye’nin yüz akı olan, dünyaya örnek olmuş köklü bir direnişin adıdır.”

Can Atalay: Bu Hukuksuzluğa Herkesin İtiraz Etmesini Bekliyoruz

Tarihi Hatay Meclis Binası önünde yapılan açıklamada Can Atalay’ın babası Mustafa Atalay, oğlunun mesajını paylaştı: “Bizimle ilgili delil olmamasının ötesinde şiddet iddiası da yok. Herhangi bir şiddet eylemi ile aramızda bağlantı dahi kurulamıyor. Adaletsizlik sadece devleti değil, toplumu çürütür. Dünyaya bu pencereden bakmak zorunda değiliz ama bu hukuksuzluğa herkesin itiraz etmesini bekliyoruz.”

Gezi davası için “Bir tiyatro oyunu” diyen Mustafa Atalay, konuşmasında şunları kaydetti: “Şiddet diyorlar, şiddet yok. Kaybettiğimiz çocukların faili diyorlar, delil yok. FETÖ polislerinin, savcılarının meydana getirdiği dosya… İki defa beraat ediliyor, üçüncü yargılamada ceza veriliyor. Adalet Bakanı’na sesleniyorum: Sen hukuk adamıysan hukukçu gibi davran. Devlet adamıysan devlet adamı gibi davran. Muktedirler tüm siyasi davalardan ellerini çeksinler. Yargıyı rahat bıraksınlar. Yargıtay üyelerine de cezayı veren hakimlere de sesleniyorum: Bu kararları verdikten sonra aynaya bakabilecekler mi? Yarın bir gün çocuğu ya da torunu bu davada dedem varmış, babam varmış deyince yüzü kızarmayacak mı? Erkan kardeşime yürüyüşünde başarılar diliyorum.”

“Can Atalay’ı olması gereken yere, meclise gönderin”

Yürüyüş kortejindeki EMEP heyetinden İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Yargıtay kararı sonrası Anayasa Mahkemesinin (AYM) kararının beklendiğini hatırlatarak şunları söyledi: “[AYM] Can Atalay’ın bir milletvekili olarak cezaevinde değil Mecliste olması konusunu görüşecek. Yargıtayın bu kararı Anayasa Mahkemesinin 5 Ekim’de toplanmasından önce bir mesaj olarak iletildi. Yargıtay, Anayasa Mahkemesi’ne kendi yazılı hukuk kuralları açısından bile kabul edilemez bir mesaj göndermiş oldu. Şimdi biz de o mesaja karşı, burada başta Emek ve Özgürlük İttifakı olmak üzere, Erkan Baş’ın Özgürlük Yürüyüşü’nü desteklemek üzere bir araya geldik ve burada bir mesaj vermek istiyoruz. Kendi yargısını ayaklar altına alan bir sisteme karşı, işçiler, emekçiler, emekten, demokrasiden yana olan güçler, mutlaka ve mutlaka demokratik haklar için mücadeleyi büyütecekler. Hatay’dan başlaması çok anlamlı. Depremin yıkıntılarına karşı halkın çıkarlarını savunmak için de yürüyoruz. Anayasa Mahkemesi’ne de mesaj gönderiyoruz. Can Atalay’ı olması gereken yere, Meclise gönderin.”

Haber Merkezi