Veteriner Şevki Serin yazdı
İlçemizde bugüne kadar uygulanan belediyecilik ve ilçemizin kentleşme şekli, yöneticilerinin bu işten ne anladıklarını, niyetlerini, bilgi düzeylerini tartışmasız olarak ortaya koymaktadır.
Çağdaş mimarlık ve mühendislik uygulamalarının dışında, çirkin, çarpık ve kaçak inşa edilmiş evler, daracık sokak ve kaldırımlar,
75 yılı aşkın belediyecilik geçmişine rağmen hâlâ tamamlanmamış kent altyapısı, mümbit toprakları ile yeşilin her tonunu bağrında barındıran bitki örtüsüne rağmen “yeşile hasret bırakan” doğa düşmanı uygulamalar, ilçeye yapılan haksızlıklardan sadece birkaçı.
İşin traji-komik tarafı, bu haksızlıkları yapan siyasi aklın hâlâ belediyeyi yönetme sevdasından vazgeçmiyor olmasıdır. Bu akıl, özeleştiri yapmak şöyle dursun güzelim ilçeyi “uzaylılar”! Bu hale getirmiş gibi, hizmet ve proje adı altında toplumu (ikna)kandırma çabası içerisinde.
Halbuki bu zihniyetin depremde kaybettiğimiz her bir can için, sokak hayvanı saldırısına uğrayan her bir vatandaş için, öldürülen her bir sokak hayvanı için, usulsüz kesilen her bir ağaç için, işgal edilen her bir park için, çarçur edilen her kuruş için vs. topluma bir özür borcu bulunuyor.
Geldiğimiz noktada, toplumun bu zihniyetin temsilcilerine geçit vermemesi, ilçenin önemini ve gerçek ihtiyacını kavramış, ilçe insanına sevgiyi ve şefkati yüreğinde içselleştirmiş, belediyeciliğin fedakarlık ve memleket sevdası olduğunu iyi bilen, vizyoner ve genç arkadaşlara görev verme zamanı gelmiştir.
Umudum şudur ki; Samandağ halkı, 31 Mart seçimlerinde ilçenin (belediyecilik anlamında) geri kalmışlık batağında daha da debelenmesine izin vermez ve “yeni” olanı seçerek memleketin hak ettiği yere gelebilmesinin önünü açar.