CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, TBMM’de her kürsüye çıktığında Hatay’ı konuşuyor. Hatay’ı yeniden ayağa kaldırmak adına and içmiş bir asker gibi mücadele yürüten Vekil Kara, Hatay’da 6 Şubat depremleri sonrası,  tarım sektörünün özellikle sulama kanalları, tarım makineleri ve ekipmanlarının zarar görmesinin yanı sıra, molozların sulak tarım arazilerine dökülmesi nedeniyle çiftçilerin mağdur edildiğini vurguladığı ve bu mağduriyetlerinin giderilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığı’na çağrıda bulunduğu yazılı bir açıklama yaptı. Vekil Kara’nın, son iki günlük gündeminde Hatay’daki özel sektör öğretmenlerinin yaşadığı sorunlar da yer aldı.

Nermin Yıldırım Kara: Özel Sektör Öğretmenleri Güvencesizlik Ve Ekonomik Belirsizlik İçindeler

6 Şubat depremleri sonrası halihazırda birçok sorunu olan özel sektör öğretmenlerinin sıkıntılarının artarak devam ettiğini ifade eden Yıldırım Kara, “Depremler sonucunda Hatay’da birçok işyeri ya hasar gördü ya da yıkıldı. Özel sektördeki eğitim kurumlarının da birçoğu tamamen kapandı. Çalıştığı kurumların artık ortada olmadığını gören özel sektör öğretmenleri işsiz kaldı. Sonraki süreç boyunca işsiz kalanlara sağlanan Kısa Çalışma Ödeneği veya İşsizlik Ödeneği gibi seçenekler, mevcut ekonomik şartlarda yaşama tutunmaya çalışan öğretmenlerin ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olmadı. Sunulan bu ödenekler, maalesef birçok öğretmen için 2000-3000 TL bandında kaldı. Bu rakamlara ulaşamayan öğretmenler de mevcut. Bu şartlar altında, zaten güvencesiz şartlarda çalışan özel sektör öğretmenleri sevdikleriyle beraber işlerini de kaybettiler.” dedi.

Bazı kurumların faaliyetlerine devam edemeyeceklerini öne sürerek öğretmenlere geçmiş dönem emeklerinin karşılıklarını vermediklerini dile getiren Hatay milletvekili, “Bazı kurumlar ödemesi gereken önceki dönem maaşlarının ya yarısını ödedi ya da hiç ödeme yapmadı. Ocak ayını tam çalışan öğretmenler emeklerinin karşılığını alamadılar. Yine maalesef kıdem tazminatı konusunda da kurumların olumsuz davranışından öğretmenler mağdur edildi. Devam edeceğini beyan eden kurumlar ise gelecek için asgari ücret ya da biraz fazlasını teklif etmiş durumdalar. Evleri yıkılmış, yaşam alanlarını kaybetmiş depremzede öğretmenler için bu rakamlar ancak kiralarını karşılayabilecek vaziyette olacaktır. Diğer yandan, çok fazla yıkılan dershane ve özel okul olmasından dolayı şehirde iş imkanları da oldukça azalmış halde. Bu şartlar altında öğretmenler hem yoksulluğa hem de belirsizliğe itiliyorlar.” dedi.

Kamuda İstihdam Öncelenmeli Ve Yasal Düzenlemeler Yapılmalıdır

Afetlerin psikolojik yönünün de ağır olduğunun ve toplumsal sorunlar yarattığının altını çizen Nermin Yıldırım Kara, “Sürekli olarak deprem bölgesinde psikolojik destek verilmesi gerektiğini yineliyoruz. Öğretmenler de aynı şekilde ağır travmalara ve strese maruz kaldı. Depremin yadsınamayacak psikolojik etkileri derinden hissedildi. Bu şartlar altında özel sektör öğretmenlerini yoksulluğa mahkûm etmek ve üzerlerindeki psikolojik etkiyi iki katına çıkarmak sosyal devlet ilkesiyle uyuşmamaktadır. Okullarda eğitim vermesi gereken öğretmenler, yaşanan süreç boyunca kendi meslekleri dışında birçok işi yapmak zorunda kaldı. Kamu Personeli Seçme Sınavı’na ne maddi ne psikolojik olarak hazırlanmaları mümkün olmadı ve bir süre daha imkân dahilinde değildir. En azından deprem bölgesi özelinde, karar alıcılar kamuda istihdamı öncelemeli ve yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Yaşanan afetin boyutu ve yıkımı göz önünde bulundurularak kurumlar tarafından ödenmeyen geçmiş döneme yönelik maaşlar devlet tarafından karşılanmalıdır. Öğretmenlerin emeği korunmalı ve olası mağduriyetleri gidermek adına aracısız bir şekilde bu ücretler öğretmenlerin hesabına yatırılmalıdır. Hatay’ın tekrar kalkınması adına eğitim şartlarının da iyileştirilmesi gerekir. Bu eğitim hizmetini sağlayacak olanlar yine öğretmenlerdir. Barınma sorunları ivedilikle iyileştirilmeli, maddi yardımlar artırılmalıdır” dedi.

TBMM’de ise Çiftçileri konuşan Nermin Yıldırım Kara: ‘Amik Ovasına Enkaz Dökmek Ekolojik Saldırıdır’dedi.

CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Amik ve Arsuz ovalarının 2016 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 14. Maddesi gereğince büyük ova koruma alanı olarak sınır tespiti yapılmasına rağmen, bugün enkaz kaldırma çalışmalarında moloz yığınlarının sulak tarım arazilerine dökülmesi şeklinde tarımı bitirmeye yönelik son derece bilinçsizce yapılan ekolojik saldırıya isyan etti.

Yaşanan depremde en ağır hasar alan Hatay’da iklim krizinden kaynaklı kuraklık, toprağın tuzlanması gibi sorunların yanı sıra depremin etkilerinden kaynaklanan tarımsal üretimde sıkıntıların yaşandığını hatırlatan CHP Hatay Milletvekili Kara, “Samandağ da üç adet Pompanın depremden önce sulama ihtiyacını karşılıyor olmasına rağmen 6 Şubatta yaşanan deprem sonrasında Samandağ’da dokuz pompanın temin edilmesine karşın ihtiyaca cevap vermediğini, yeterince meyve bahçelerinin ve tarım alanlarının sulanamadığını belirtti.

Söz konusu alımlar yapılırken süreç içinde hangi kamu kurumlarının ve idarenin hangi saik ile hareket ettiğini, kapasitelerinin yetersizliğine ve sulama ihtiyacını karşılamadığı gerekçesyle sorumluların bir an önce bilgi vermesi gerektiğini ifade etti.

Tarım Arazileri Milli Servetimizdir

Tarım arazileri ve meyve bahçelerinin milli servetimiz olduğunu hatırlatan Kara, “DSİ 6. Bölge Müdürlüğü ilgili kurumlara E-89578488-752.99-3196686 sayı ile gönderdiği yazıda, Samandağdaki çiftçilere çözüm olarak su ihtiyacının yağışlarla karşılanabilecek bitkileri ekmeleri tavsiye etmiştir. Depremde her şeyini kaybetmiş Samandağlı çiftçilerimize bu tavsiyenin abesle iştigal olduğunu, pompaların ve teknik altyapının devlet eliyle ve bir an önce tamamlanarak, depremzede çiftçilerin desteklenerek, Tarım ve Orman Bakanlığını ve bakanlığa bağlı İl Müdürlüklerini hassasiyetle ve bilinçli bir şekilde görevlerini yapmaya davet ediyorum” dedi.

Depremzede çiftçileri kaderine terk etmeyin, destek verin!

İklim krizinden kaynaklanan aşırı sıcaklık sorununun etkisiyle tarım sektöründe verimliliğin en alt seviyelerde seyretmekte olduğunu vurgulayan Milletvekili Kara, “Arap ülkeleri ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’nde önemli bir pazara sahip olan narenciye ürünlerinin verimliliği ülke ekonomisi açısından da çok önemlidir. Trafoların yıkıldığı, sulamanın yapılamadığı tarım arazilerinde çiftçiler üretim yapmak için mücadele ederken onları kaderlerine terk edemezsiniz. Üretimin devamlılığı açısından depremzede çiftçilere gerekli desteğin sağlanması devletin sorumluluğundadır” dedi.

Haber – Foto: Ümit Dadük Sağaltıcı