" width="160" height="600" />
REKLAM ALANI

(160x600px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
" width="160" height="600" />
REKLAM ALANI

(160x600px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Samandağ Ayna Haber

HATAY’DA İMAR PLANLARI HALA DEPREM ÖNCESİ GİBİ!

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
HATAY’DA İMAR PLANLARI HALA DEPREM ÖNCESİ GİBİ!
54 views
11 Kasım 2023 - 15:28
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Şehir Plancıları Odası Hatay İl Temsilcisi Serkan Koç; Hatay’da deprem sonrası yapılmakta olan inşaat çalışmalarına dair konuştu. Serkan Koç Deprem Öncesi Yürürlükte olan imar planlarının hala geçerli olmasından dolayı ilçe belediyeleri tarafından verilen inşaat ruhsatları ve yapım süreçlerinin yapılmasında herhangi bir sorun olmadığını yürürlükte olan kanun ve yönetmelikler çerçevesinde sürecin işlediğini belirtti.

Şehir Plancıları Odası Hatay İl Temsilcisi Serkan Koç; gazetemize, deprem öncesinde yaşanan kent planlama sorununa ve şu an yaşanmakta olan inşaat planlamalarına dair açıklamalarda bulundu. Serkan Koç, Hatay’da ilçe merkezlerinin ve ilin Büyükşehir statüsü kazanmasından önce  76 belediye ve 362 köyden oluşan idari yapının; Büyükşehir statüsünden sonra, 15 ilçe ve 589 adet mahalle şekline dönüştüğünü ifade etti. Büyükşehir öncesi Belde Belediyelerince yapılan bir çok imar planı şehircilik ilkeleri ile planlama esasları dikkate alınmadan yapıldığını, bunların işlevini yitirmiş planlar olduğunu aktardı. Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin de 2019 yılında yapmış olduğu 1/5000 Ölçekli nazım ve akabinde İlçe Belediyelerince yapılan 1/1000 Ölçekli uygulama İmar planlarında geçmişte belde belediyeleri tarafından yapılan imar planlarının birleşmesinden oluşturulduğunu ve bu planların kente vizyon katacak nitelikte olmadığını belirtti.

Serkan Koç; “6 Şubatta Antakya İlçemiz başta olmak üzere ilimizde kent ölçeğinde yıkımlar yaşanmıştır. İlimizde Depremin on binlerce ölüme ve yaralanmaya sebebiyet vermesi, bina ve malzeme ölçeğindeki hatalar kadar geçmişte planlama ve yer seçimine ilişkin var olan sorunlar sebebiyle büyük bir afet haline dönüştü” dedi. Deprem gibi doğal afetlerde kamu binalarının ayakta kalması gerektiğini fakat ayakta kalmamalarından dolayı büyük sorunlar çıktığını belirten Serkan Koç; ” Kamu binalarına daha fazla dikkat edilmeliydi, ama planlamalar yanlış yapıldı. Kamu binaları ayakta kalasaydı bu kadar acı yaşanmazdı.” dedi.   Özellikle Amik Ovasında yer alan Havaalanı ve Şehir Hastanesi ayakta kalmalıydı diyen Koç, Çünkü Havaalanı’nın depremde zarar almasaydı daha fazla yardım ulaşacağını ve insanların enkazdan belki de gelen yardım ve ekipman desteği ile kurtulabileceğini belirtti. Bununla beraber  Şehir Hastanesi’nin başta olmak üzere diğer sağlık tesislerinin de afet anında kullanılabilir nitelikte olsaydı bu kadar can kaybı yaşanmayabileceğini ifade etti.

Serkan Koç; “Biz Meslek Odaları olarak zamanında bu gibi önemli kamu yatırımlarının Amik Ovasında yapılmasına itiraz ettik ama bizi vatan haini ilan ettiler, fakat afet durumunda yaşananları hepimiz şahit olduk. Sadece zemin açısından itiraz etmemiştik çevrede bulunan birinci sınıf tarım arazilerini de göz önünde bulundurarak itiraz etmiştik “dedi.  Deprem sonrası ise ders alınmadığını ve şu an mevcut havaalanın yerinin değiştirilmeden aynı yer için ihalesinin yapıldığını ve tekrar havaalanın aynı yere yapılacağını belirtti.   Serkan Koç, kentin bütüncül şekilde planlanması gerektiğini fakat sürecin bu şekilde ilerlemediğini ifade etti.  Alahan, Gülderen,  Kisecik, Dikmece, Orhanlı mevkilerinde Orman, Tarım, Zeytinlik veya Mera niteliğindeki arazilere Çevre Düzeni ve İmar Planları yapılmaksızın binlerce kalıcı konutlar yapıldığını belirtti.

Serkan Koç ; “Geçmişte olduğu gibi yine parçacıl bir şekilde kentimiz planlanma(ma)ya çalışılıyor.  Yapılacak konutlarla birlikte o bölgelere binlerce nüfus göçü yaşanacak, ancak bu alanların ulaşımı hala köy yolları ile sağlanmakta. Kalıcı konut yapılan alanların kentle ve çevre yollarına ulaşımına ilişkin açıklanmış veya planlanmış herhangi bir proje bulunmamaktadır “dedi. Bunun yanı sıra bu alanlardaki ileride ihtiyaç duyulacak Teknik ve Sosyal Altyapı ihtiyaçlarının  nasıl karşılanacağının belirsiz olduğunu söyledi. Serkan Koç” Nitelikli, yaşanabilir, sosyal donatısı yüksek, kamusal alanlara sahip altyapısı güçlü bir kentte yaşamak istiyorsak yürürlükte bulunan imar planlarının Merkezi yönetim veya Yerel Yönetimler tarafından alınacak bir karar ile bir an önce  durdurularak kent bütününe yönelik kapsamlı bir planlama sürecinin yürütülmesi gerekmektedir” dedi. İlimizde yaşanan afetin kent ölçeğinde olmasından dolayı ne yönetimlerin ne de yerel halkın bu şehri ayağa kaldıracak maddi gücü bulunmadığını belirten Koç, sadece bu ayağa kaldırma sürecini merkezi yönetimin yapabileceğini ifade etti. Ancak bu ayağa kaldırma sürecinde katılımcı bir anlayış sağlanarak, yerele rağmen değil yerelle birlikte iş birliği yapılması gerektiğini belirtti. Devletin ise bu süreçte şeffaf bir şekilde iş programını açıklamasını bunu halka sunup belirsizliği ortadan kaldırması gerektiğini aktardı. Serkan Koç;” Hala kentimizin kaç yılda ayağa kalkacağını tartışıyoruz. Bu belirsizliğin ortadan kalkması işin merkezi ve yerel yönetimlerce kentte yapılacak yatırımların somut bir şekilde bir takvime bağlayarak halka açıklaması lazım.  Aksi takdirde Tema vakfı Hatay Temsilcisi aynı zamanda yönetim kurulu üyemiz olan Dr. Zehra Güngördü hocamızın dediği gibi “Gecekondulaşmadan-Depremkondulaşmaya giden bir kent haline dönüşecek bu şehir. Kırsalda nüfus 3-4 katına çıktı ve kırsalda yaşayan insanların oralarda Depremkondu niteliğinde yapı yapıyor, kırsal alanlarımız ciddi bir yapılaşma baskısı altında, ilerde bu alanlarda çok ciddi altyapı hizmet gereksinimleri doğacak. Bu bağlamda büyük sorunlarla karşılaşılacak” dedi. Merkezde konutlar yapılması halinde kırsala yerleşen nüfusun tekrar merkeze getirilmesinin zor olduğunu buna yönelik gerekli önlemlerin alınmasını ve kentin bir an önce yetkili makamlar tarafından disipline edilmesi gerektiğini ifade etti. Eğer bu bilinmezlikler giderilmez ve kent halkının ihtiyaçları sağlıklı bir şekilde giderilmezse Depremkondulaşma’nın giderek artacağını, şu an çevreyolu istikametinde yaşanan trafik karmaşanın sebebinin de depremkondu yapılaşmaların bu yol aksı üzerinde plansız bir şekilde yayılmasından kaynaklı olduğunu ifade etti.

Hatay’ın en eski mahallerinden olan Armutlu ve Elektrik mahallerine ayrı bir parantez açan Serkan Koç, Yetkililerle yaptıkları toplantılarda Bakanlığın, Türkiye Tasarım Vakfı ile yapılan protokol kapsamında bu mahallelerde  Türkiye Tasarım Vakfı tarafından kentsel tasarım projeleri hazırladığını, Toplu konut projelerinden farklı kent kimliğine uygun daha estetik yapıların inşa edileceği bilgisinin aktarıldığını söyledi. Serkan Koç ; “Belirtiğim gibi Bakanlık tarafından ilan edilmiş resmi bir karar bulunmuyor, Armutlu ve Elektrik mahallerine deprem öncesi yürürlükte olan imar planları hala geçerliliğini korumaktadır” dedi. Yaşanılan deprem sonrası yıkımın büyük olduğu mahallelerde Mülkiyetlerin miras malı olduğunu, ortada mal sahibinin de olmadığını belirten Serkan Koç;” Bu yapılar nasıl yapılacak. Bakanlığın açıklamasına göre  %50+1 yerinde dönüşüm için gerekli sayı ancak bu geriye kalanlar ne olacak. Bu alanlarda uzlaşma süreci nasıl yürütülecek. Bu çalışmalarla alakalı karşımıza birçok hukuksal sorun çıkacağı aşikar. Bu koşullarda ve durumda bürokrasi sürecinin sağlıklı işletilmesinin oldukça güç ve uzun olacak“ dedi.

Haber Merkezi

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
Anasayfa Sağ Bloka Esnek veya Sabit ölçülerde SINIRSIZ reklam alanını şablon olarak ekleyebilirsiniz. Şuan örnek olarak sadece 2 reklam kullanıldı.

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.