“Unutmak yok, affetmek yok, helalleşmek yok!”

Basına ve kamuoyuna,

6 Şubat depreminin üzerinden üç ay geçti. Bizler üç aydır Antakya’nın Samandağ ilçesinde dayanışmayı büyütmek üzere çalışmalar yürütmekteyiz.

Depremin ilk gününden beri arama kurtarmadan, temel ihtiyaçların temini ve dağıtımına, sağlık taramalarından , hasta ve çocukların bakımına, mobil ekiplerle ihtiyaçların sağlanmasına, Samandağ Halkı ile dayanışmak üzere alanlardayız.

Enkazdaki kokuyu bastırmak için kükürt dökenlere karşı Samandağlı kadınlarla şehrimizi bahhur ve rihen kokularıyla donattık.

Yaşam Nöbetine geçerek moloz kaldırılması ile ilgili kendi yönetmeliğine aykırı davranan devletin tutumuna karşı yaşamlarımızı savunduk. Yeşilköy Mahallesinde, Deniz Mahallesinde, Uzunbağ’da yaşamımızı tehdit eden uygulamalara karşı alanlardaydık.

Üçüncü ayı geride bırakırken deprem bölgelerinde barınma, sağlık, psikolojik destek ve hukuki destek sorunları hala çözülebiilmiş değildir. Çadır yaşamı oldukça zorlaşmakta ve geçici barınma alanlarının alt yapı sorunları devam etmektedir. YAz aylarının yaklaşması ile birlikte yaşam daha da zorlaşmıştır. Duş ve tuvalet ihtiyaçlarımız için hala ağır hasarlı binalarımızı kullanmaktayız. Yaşam alanlarımızda hijyenik koşullar sağlanamamaktadır.

Yollar kamyonlarla dolu her yer toz içindedir. Asbest tehlikesi ciddiye alınmadan kar uğruna burada yaşayan halkın yaşamını tehdit etmektelerdir. Doğal yaşam alanları tahrip edilmektedir.

Öğrencilerin eğitim durumu ile ilgili bakanlık vaadini yerine getirmemiş, geçici eğitim merkezlerini planlayamamıştır.

Devlet ihaleleri paylaştırmak derdindedir biz ise yaşamlarımızın.

Ma rihna nihna hon!

Bizler, gönüllüler, devrimciler, ekolojistler, sosyalistler Samandağ’ı yeniden kurmak için dayanışma ağları kurmaya devam ediyoruz. Bu şehir yeniden kurulana dek burada olacağız. Kimseden insaf dilemiyoruz. NAsıl ki ilk günlerde biz vardık, bundan sonra da burada bizler, dayanışmamız, Samandağlılar olacaktır.

1 Mayıs alanında binlercemiz unutmayacağımızı, affetmeyeceğimizi, hesap soracağımızı haykırdık. Burada olanları her gün gözlerimizle görüyor, gerçekleri kamuoyu ile paylaşmak üzere alanlara çıkmaktayız.

Şehir dışındaki dostlarımıza sesleniyoruz; deprem bölgelerindeki gündemi canlı tutmak hepimizin ellerindedir. Nasıl ki ilk günlerde seferber olduk, elimizdekini bu bölgedekiler ile paylaştık, şimdi dayanışmayı büyütme ve deneyimlerimizden öğrenme zamanıdır. Dayanışma bir diğerimiz ile mücadele ettiği alana dair mücadeleyi büyütmektir de. Bu dayanışma halkların, gönüllülerin, kadınların, işçilerin hafızasında yer etmiştir. Deprem bölgelerinde unutmak nasıl gerçekçi değil ise, nasıl ki her enkaz bize o günleri hatırlatıyorsa, nasıl ki her toplu mezar bizlere o günleri hatırlatıyorsa, nasıl ki kayıplarımız için gelmeyen vinçler için hesap sormak istiyorsak dayanışma hala devam ediyor demektir. Bu hafıza hepimizin, bu hesap hepimizin.

Bizi bugün canlı tutan mücadele azmi tarihimizden aldığımız güçtedir. Nasıl ki Denizler 6. filoya karşı mücadele etti bizim olan için, bizler de bugün bizim olanı alana dek mücadeleye devam edeceğiz. Bu topraklarda direniş vardı, varolacak. Kırıntıları bize reva görenlere karşı önderlerimizin yolunda, onlardan öğrendiklerimizle, deneyimlerimizden öğrendiklerimizle yeniyi kuracağız. bugün 6 Mayıs, bugün Deniz Gezmiş’in, Yusuf Arslan’ın, Hüseyin İnan’ın katledildiği tarih. Bugün hala onları yoldaşların kapitalist emperyalizme karşı mücadele ediyor. Çünkü bu ateş bir kez yandı, büyüyüp yeniyi yaratana dek bu ateşi harlamaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki belirleyici olan, bizi kurtaracak olan örgütlü mücadelemiz olacaktır.

Slogan: Emperyalistler, işbirlikçiler, 6. Filoyu unutmayın!

Üçüncü ayda herkesi dayanışmayı büyütmeye, bu hesabı birlikte sormaya, affetmemeye çağırıyoruz. Bizi kurtaracak olan kendi kollarımızdır. Samandağ’da yaşamı kurana dek sizlerle burada yaşanılanlarla ilgili güncel bilgi vermeye devam edecek, dayanışmayı büyütmeye devam edeceğiz.

Kurtuluş yok yek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!

Yaşasın Dayanışma !