Son Dakika
Kahkaha, huzur, mutluluk bunlar sağlığa güç verir ve çok çok uzun up uzun yaşarsınız.
Bir doktorun eline düşmekten kurtulur, kuşlara pardon tavuklara civcivlere yem bulur çevrenize yararlı olursunuz.
Yani terapidir bir yerde insanın mutlu mutlu sokakta evde işte dolaşması.
‘Gazetelerde ülkenin beka sorununu ve bölünmekten kurtarılmasının tek yolunun ne olduğunu değil, ağaca çıkan kedinin itfaiye tarafından nasıl kurtarıldığını siz okurlar okuyun diye ben de yazmak isterdim.
Her Allah’ın günü;
Ülkenin kaderini, tüm sistemini, hayatımızın, geleceğimizin her yönünü değiştirecek başkanlık, Avrupa Birliği’nden vazgeçme ihtimalimiz, Suriye ve Irak sınırlarımızdaki savaş gibi devasa tartışmalarla tasalanmaktan, dudaklarımı yiyerek haber yazmaktan, televizyon seyretmekten yoruldum.
‘Esed, sen var ya sen!’
Madem herkese, bilhassa da Esad’ken birden Esed dediğinize höt zot yapıyoruz, terbiyesiz merbiyesiz diyoruz, oo tutmayın beni! O kabadayı kafaya giriyor, bünyemdeki tüm stresi atmak için coşuyorum.
Devlet Bahçeli’nin başkanlık sistemine destek verdiği gibi dev konuların değil, Trump’a ‘’turup’’ demesinin konuşulmasını istiyorum. Buna neşelenmemizi, sonra ‘’Püskevit’’ konusunda yaptığı gibi, Bahçeli’nin çıkıp gülümseyerek şakaya şakayla cevap vermesini, bütün liderlerin kahkahalarla gülmesini, aniden kalkıp birbirlerine sarılmalarını, sonra el ele tutuşup Cumhurbaşkanı’nın halay başılığında meclis’te halay çekmelerini filan yazmak istiyorum.
Zira, evet, şahsımda da görüldüğü üzere, gündemdeki gerilimden psikolojimiz bozulmak üzere!’
Tüm Avrupa Birliği, koskoca Almanya’sıyla, İtalya’sıyla, Putin Rusyas’siyle ABD’siyle farklı dozlarda eleştirileri yaparken yine efendiliklerini bozmamış, hissi veya iktisadi sebeplerden ‘’öyle böyle ama Türkiye özünde iyidir, muhabbeti kesmeyelim’’ tarzında açıklamalar yapmışken..
Aa sen şu el kadar Suriye’ye bak yahu?
Şam tatlısı pardon, Şam da namaz kılacağızla başlayan ‘’Halep’e de El Bab’a da gireriz ‘’ gibi efelenme!
Zıra tüm millet, sinirli, gergin, endişeliyiz.
Bağırıp çağırmak, kızmak istiyoruz. Ama malumunuz, halimizden sorumlu olanlara seslenmek için çok fevkalade bir özgürlük ortamı yok!
Mecburen Suriye’ye, Avusturya’ya, Trumpa filan küfredip rahatlayacağız!
Bu nasıl bir korku filmi böyle!
Ümit Sağaltıcı
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
09 Aralık 2019 Köşe Yazıları, Üst Haberler, Yerel
02 Aralık 2019 Köşe Yazıları, Yerel
13 Kasım 2019 Köşe Yazıları, Yerel
08 Kasım 2019 Ekonomi, Köşe Yazıları, Üst Haberler, Yerel