Son Dakika
SİYASET, SAVAŞ VE MAGAZİN KAKAFONİSİ!
Siyaset kaygan bir zemindir. Özellikle düzen partileri çatısı altında yapılan siyaset daha da kaygandır. Bugün radikal solcu olanların yarın rant peşinde koştuğunu, yerelde düzen partilerine geçip yerel arenadan da genel arenaya koşmaya çalıştıklarını, hemde halkını eze eze, dün söylediklerini, geçmişte kullandıkları sol argümanlarını unutarak bunu yaptıklarını görürsünüz.
Memleketlerini parsel parsel satanlarla pek ilgilenmeyip aynı partide olan milletvekillerinin halkı kazığa oturtup, pardon kuzuyu kazığa geçirip çevirmesini mübalağa edenler de cabası.
* * * * *
Neyse…
Beş yıl sekiz aydır süren Suriye savaşında son raddeye geldik gibi artık. Halep’in Doğusunu Suud patentli Selefi-Vahhabi ruh hastalarından, küresel tekfirci paramiliter çetelerden temizlemeye başlayan Suriye ordusu, emperyalist saldırının başladığı Mart 2011 yılından bu yana savaşın kazandırdığı tecrübe ve ordulaşan halkın direnişi ile küresel emperyalizmin beslediği bu paramiliter çeteleri Halep’te ezmeye devam ediyor.
Paramiliter çetelerin ezilmesini sindiremeyen küresel havuz medyası ve çete sempatizanları, mağlubiyetlerini dramatize ederek hemen aynı mavala sarıldılar ”katil Esed, katil Putin sivil halkı katlediyor” diye.
Oysa ki sahaya baktığımızda seksen ülkeden devşirilen, aralarında Meksikalı, Fransız ve Norveçli bile olan lejyonerlerin olduğunu görürüz.
Türkiye, hatta Samandağ yerelinde bile enternasyonalist argümanlar kullanan siyasetçilerin, belediye başkanlarının, Suriye’ye yönelik süren emperyalist saldırıda mağdur olan yüzbinlerce insana yardım eli uzatacakları yerde, savaş ile ilgili küresel havuz medyası ve emperyalizmin ağzı ile konuşmalarına, hatta seksen ülkeden devşirilerek Suriye’ye ve Suriye halklarının üzerine salınan paramiliter lejyonerlere ”devrimci gruplar bunlar” ve ” diktatör Esed devrilmeli” soslu ajitasyonları çektiğine şahit olduk.
* * * * *
Kaygan olan siyasi zeminde uçan halı yerine kaçan sabunun üzerine basarak sağa sola yalpalayan siyasiler, geçtiğimiz hafta hayatını kaybeden efsanevi lider Fidel Castro’nun ölümü üzerine de geçtiğimiz yıllarda hayatını kaybeden Hugo Chavez’in cenazesine katılarak sükse peşinde koşan Nihat Doğan’dan farksız bir şekilde ”yoldaş Fidel, ışıklar yoldaşın olsun” diyerek hepsi Castro oldular, hepsi Castro’cu kesildiler.
Küba’da tek bir insanın bile evsiz olmadığını, lüks hayatın yasak ve sosyalizmin doğası gereği herkesin eşit olduğunu umursamadan Castro’cu olup Samandağ yerelinde ve Türkiye genelindeki evsiz, aç, topraksız insanların olduğu gerçekliğini görmezden gelerek lüks hayatın dibine vurmaya devam ettiler.
* * * * *
Suriye’deki kanlı emperyalist saldırı karşısında sus pus olup yardım kampanyası, bırakın yardım kampanyasını, emperyalizme karşı bir duruşlarının olduğunu belirtecek bir miting bile, hatta basın açıklaması dahi düzenlemekten aciz olan Alaattin’in sihirli sabuncuları, sabuna binip kaymaya, sağa sola yalpalamaya devam ettiler.
Bu sabuncular, eğitim emekçilerinin ve tek başına faşizme karşı direnen insanların mücadelesini, Suriye halklarının ordulaşmış bilinci ile beş yıl sekiz aydır emperyalizme karşı direnerek yarattığı destanını, sabun üzerinde kaymaktan ağızlarına dolan köpükten dillendiremeyip evlilik programına katılan Samandağ’lı bir zat-ı muhteremi, kuzu çeviren siyasetçileri gündeme oturtuttular.
Fidel Castro’nun ölümünün hemen ardından hepsi Castro kesilen bu Alaatin’in sihirli sabuncuları, Bülent Ersoy ölürse ne yapacaklar merak ediyorum. ”Ablanız size kurbaaaaan olsun” mu acaba?
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
09 Aralık 2019 Köşe Yazıları, Üst Haberler, Yerel
02 Aralık 2019 Köşe Yazıları, Yerel
13 Kasım 2019 Köşe Yazıları, Yerel
08 Kasım 2019 Ekonomi, Köşe Yazıları, Üst Haberler, Yerel