Son Dakika
Sohbet Köşesi: Hasan Yavaş
‘’(1) Nakışbendi tarikatının vakfı olan Muradiye’nin Ankara’da devlet onayıyla açtığı evlerin sabit giderleri bizlerin vergisiyle oluşturulan bakanlık bütçesinden karşılanacak.’’
‘’Bir haftadır işlediğimiz Milli Eğitim Bakanlığı’nın Ensar Vakfı’yla imzaladığı ‘’anahtar teslim’’ protokolunun farklı versiyonları, diğer bakanlıklarca da farklı vakıflarla imzalanıyor.’’(2)
AKP siyasi iktidarı ülkeyi getirdiği feci durumu gözden ırak tutmak için, gündemi ‘din eksenli’ tartışmalar etrafında yoğunlaştırma başarısını seyrediyoruz, izlemenin, seyretmenin onaylamak olduğunu bilerek.
Devletin tüm kurumlarını ve gücünü arkasına alarak dörtnala bu ülkeyi kendi istediği ortaçağ karanlığına götüren bu devasa yapı ile mücadele hiç kolay değil ama imkânsız da değil, bal gibi de mücadele edilir hatta iktidardan indirilir.
‘’Siz benim başımı örttüğüme bakmayın, benden ümidinizi kesmeyin, sizinle paylaşacağım daha çok şey var…’’
Bunu yazan bir İslam Hukuku Profesörü gazeteci.
İktidar partisinin ‘’fetvacısı’’ olarak namlı. Daha önce de ‘’yolsuzluk hırsızlık değildir’’ demişti.
Her tarafımız ateş altında, konservasyonlaşmış (Turşulaşmış)
Daha nasıl bir tehlikenin farkına varmamakta ısrarı olan toplum.
Tarihimizden ve kültürümüzden hatta inançlarımızdan söz ederken hiç toz kondurmayız.
Fikirlerimizin ve duygularımızın esiri olduk.
Bu esaretlik içinde hep birilerini görmeye çalıştık.
Şimdi ise kendimizi yok saymış vaziyetteyiz
Sitem edemezsiniz!
Hak hukuk arayamazsınız!
Onur, namus ve vicdanlarınıza sahip çıkamazsınız!
24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre’nin Lozan Şehrinde, TBMM temsilcileriyle Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri tarafından, Leman Gölü kıyısındaki Beau- RivagePalace’ta imzalanmıştır.
Bugün Lozan anlaşması başta olmak üzere, Mudanya Ateşkes Antlaşması, Sevr antlaşması ve Cumhuriyetin tüm kazanımları hiçe sayılarak ülkemiz Din temelli bir yönetime ha, evrildi, ha evirilecek bir dönemden geçiyor.
Geriye neyiniz kalacak ey ahali!
Çürümüş bedeniniz ve ruhunuzdan başka!
Mahkemeler adalet yerine itirafçılardan geçilmez ‘’yanlışımı ancak gördüm’’ diyor. Kimi ömrünün neredeyse tamamını bugün ‘’ haram’’ dediği şekilde yaşadıktan sonra günah çıkartıyor. Kimileri de; bu dünyada yaptıkları yanlışları, hataları, günahları geçici körlüklerine sayıp, iki tövbe ile öteki âlem için Allah’tan af diliyorlar.
Tarih boyunca bizim ve başka topraklarda bu filmi izlemekten bıkıp usanmadınız mı?
Mutlu insan demek, mutlu ülke demektir. Bu da engellenerek değil, engelleri aşarak sağlanır
Sevgi ve saygılarımla.
1 Çiğdem Toker Cumhuriyet 4 Ağustos 2017
2 Çiğdem Toker Cumhuriyet 4 Ağustos 2017
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
30 Ocak 2019 Köşe Yazıları, Yerel
23 Ocak 2019 Köşe Yazıları, Yerel
16 Ocak 2019 Köşe Yazıları, Yerel
11 Ocak 2019 Köşe Yazıları, Yerel