ACILARIN SEÇİMİNİ TOKLAR KAZANIR

ACILARIN SEÇİMİNİ TOKLAR KAZANIR

Ülke gelirinin dağılımında adalet aramayanlar, o ülkenin seçimlerinde adalet aramasınlar.

Çünkü üretim ilişkilerinde sömürü varsa, sandık sonuçları yalnızca efendilerin nöbet değişimini sağlar

Hiçbir toplum, sınıfsal adaletsizliği sürdürürken demokratik olamaz.

Emeğin değersizleştirildiği, üretim araçlarının bir avuç sermayedarın elinde toplandığı bir ülkede “seçim”, yalnızca bir dekor, bir meşruiyet maskesidir. Kapitalist sistem, yoksulun eline oy pusulasını verir; ama cebine ekmek koymaz.

Ve o yoksul, her seçimde kendi yoksulluğunu onaylayan bir mühür basar.

Gelir adaletsizliği, sadece ekonomik bir sorun değildir siyasal rejimin temelidir.

Yoksulluk, bir sınıf politikasının ürünüdür; plansızlığın değil, planlı bir talanın sonucudur.

Birileri milyar dolarlık ihalelerle semirirken, ötekiler asgari ücretin altında eziliyorsa, orada adaletin değil sömürünün düzeni vardır.

Sandık, ancak eşit sofraların kurulduğu bir ülkede anlam taşır.

Açlıkla terbiye edilen kitlelerden özgür irade çıkmaz.

Çünkü sistem, insanın midesini doldurarak zihnini biçimlendirir. Bu nedenle oy verirken vicdan değil, hayatta kalma içgüdüsü konuşur.

İşte bunun için açların seçiminde kazanan her zaman toklar olur.

Gerçek demokrasi, gelir adaletinin sağlandığı bir toplumda mümkündür.

Yani önce ekmek, sonra fikir.

Marks’ın dediği gibi: “İnsan önce yaşamak, sonra düşünebilmek zorundadır.”

Karnı doymayan halkın bilinci aç kalır.

Bu yüzden, sofrada eksik olan adaleti sandıkta aramak,

sistemin kurduğu oyuna gönüllü seyirci olmaktır.

Gerçek adalet, sofrada başlar.

Ekmek eşit bölünmedikçe, hiçbir oy eşit değildir.

Salim Diyap

YORUM ALANI

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.