Hatay’ın Samandağ ilçesinde, geçtiğimiz günlerde Kıbrıs’a ulaşmaya çalışırken Samandağ sahiline geri dönmek zorunda kalan 26 göçmenle ilgili önemli bir çağrı geldi. Kendisini Samandağlı bir yurttaş olarak tanıtan uzun yıllardır sosyalist mücadelenin içerisinde olan 78 kuşağı temsilcilerinden  Salim Diyap, kaleme aldığı bir yazıyla hem yerel basına hem de yetkililere seslenerek bu göçmenlerin durumu hakkında uluslararası hukuka ve insan haklarına uygun bir yaklaşım sergilenmesi gerektiğini vurguladı.

Diyap, yazısında sığınma hakkının evrensel bir insanlık ilkesi olduğunu ve bu hakkın kimsenin dini, mezhebi veya etnik kökeni ne olursa olsun göz ardı edilemeyeceğini belirtti. Özellikle Suriye’deki mevcut koşulların insanları göçe zorlayan birçok sebep barındırdığını ifade eden Diyap, göçmenlerin Suriye’ye iade edilmesinin, uluslararası hukukun temel prensibi olan geri gönderme yasağına (non-refoulement) aykırı olacağını savundu.

Bu yasağın, 1951 Cenevre Sözleşmesi ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi gibi uluslararası belgelerle güvence altına alındığını hatırlatan Diyap, hiçbir devletin iç siyasi kaygılar ya da güvenlik bahaneleriyle bu hakkı feda edemeyeceğini vurguladı.

Yazısında yerel basının olayı bir “polisiye vaka” gibi sunarak insan hakları boyutunu göz ardı ettiğini de eleştiren Diyap, bu tür yayınların toplumda göçmenlere karşı olumsuz düşüncelere yol açtığına dikkat çekti. Ona göre gazeteciliğin görevi, çaresizlerin sesini kısmak değil, onların sesini duyurmak ve görünür kılmaktır.

Son olarak Samandağ halkına seslenen Diyap, Samandağ’ın tarih boyunca “dayanışmanın ve vicdanın kenti” olduğunu belirterek, bu kimliğini bir kez daha göstermesi gerektiğini söyledi. Yazısını, “İnsanlık sınır tanımaz; vicdan da tanımamalıdır” sözleriyle bitiren Diyap, 26 göçmenin hiçbir koşulda Suriye’ye iade edilmemesini ve sığınmacı hukukuna uygun şekilde korunma altına alınmasını talep etti.

Ümit Dadük Sağaltıcı