" width="160" height="600" />
REKLAM ALANI

(160x600px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
" width="160" height="600" />
REKLAM ALANI

(160x600px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Samandağ Ayna Haber

“CEHALET HİÇ BU KADAR CÜRETKAR OLMADI”

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
<strong>“CEHALET HİÇ BU KADAR CÜRETKAR OLMADI”</strong>
823 views
08 Kasım 2022 - 11:29
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Hatay BAROSU seçimleri nedeniyle bu yıl Cumhuriyetimizin 100. Yılında Hatay Barosu Yönetim kurulu üyesi olarak görev alacak olan önceki dönem Hatay Barosu Samandağ İlçe temsilciliği ve ilçe adli müzaheret şefi Avukat Akın Akıncı ile sohbet ettik. Yaptığımız sohbet, hem gazetecilik faaliyeti açısından hem de hukuku anlamak konusunda ciddi manada bilgilendirici, doyurucu ve ufuk açıcı oldu.

Ağzından çıkan her cümleyi, her kelimeyi, her mesajı düşünerek ve hakkaniyet ölçüsünü gözeterek söyleyen Akıncı, Baronun projelerini, hedeflerini, gazetemize özel olarak yaptığı değerlendirmede paylaştı.

 ‘Avukatlık toplumsal muhalefet mesleğidir’ diyen Avukat Akıncı, ‘avukatlık savunma makamıdır dolayısıyla Hatay Barosu ve biz avukatlar olarak sadece kendi meslektaşlarımıza karşı değil halkın her kesiminden ve her meslekten vatandaşımıza karşı uygulanacak şiddete karşı durmaktayız ve durmaya da devam edeceğiz’ vurgusu yaptı.

Kendinizi tanıtır mısınız;

Ben. Akın Akıncı, 5 yıldır ilçemizde serbest avukatlık yapmaktayım. Önceki dönem Hatay Barosu Samandağ İlçe temsilciliği ve ilçe adli müzaheret şefliği görevlerini ifa ettim. 16 Ekim 2022 Tarihinde yapılan seçim sonucunda Hatay Barosu Yönetim Kurulu üyeliğine seçildim ve 2 yıl süreyle bu görevi ifa edeceğim.

Seçimler hakkında bilgi verir misiniz?

16 Ekim 2022 Tarihinde yapılan seçimlerde baroda değişim grubu başkan adayımız Av. Hüseyin Cihat Açıkalın ve yönetim listesi, kullanılan oyların %62 sini alarak ve farklı kıdemlere göre sıralan tüm sandıklar ile tüm ilçelerde en yüksek oyu alarak ikinci defa göreve layık görüldü. Bizleri bu göreve layık gören tüm meslektaşlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Cumhuriyetimizin 100. Yılında Hatay Barosu Yönetim kurulu üyesi olarak görev alacak olmaktan gurur duyuyorum.

Baroda değişim grubundan bahseder misiniz?

Baroda değişim grubu 2017 yılında; baronun şahıslar yerine ortak akıl ve çoğulcu demokrasi anlayışı içerisinde yönetilmesi gerektiğine inanan, başkan ve yönetim kurulu adaylarının ön seçim ile belirlenmesini talep eden, tüm meslektaşları kucaklayan yapının oluşmasını zorunlu gören meslektaşlar tarafından kurulmuş olup, tek bir baro başkanı adayına bağlı kalmadan uzun dönemler baroyu yönetmeye talip olan ve ilimizde kurulan ilk baro grubudur.

Grubun ilk adayı mevcut Baro Başkanımız Av. Hüseyin Cihat Açıkalın’dır ve 2 dönemdir baromuzun başkanlığını yürütmektedir.

Grubumuzun aldığı ilke kararı gereği başkan adaylarımız 2 dönemden fazla Baro Başkanlığı yapmamaktadır ve bu sebeple başkanımızın son dönemidir. İleriki yıllarda Hatay Barosunun ilk kadın başkanının da grubumuzun üyelerinden olmasını temenni ediyorum.

Listenizden seçilen yönetim kurulu üyeleriniz arasında kadınların az sayıda olması dikkat çekici? Baro olarak, yönetimdeki kadın sayısının azlığı Kadın ve çocuk hakları komisyonlarınızın bu konuda çalışmalarını olumsuz yönde etkilemez mi?

Bizler, Değişim Grubu olarak toplumsal cinsiyet eşitliğine olan inancımızı ve kadın haklarına bakış açımızı, seçilmeden önce yaptığımız farkındalık çalışmalarıyla göstermiş bulunmaktayız. Kadın ve Çocuk Hakları ile ilgili konular, yalnızca kadın meslektaşlarımızın değil olarak hepimizin hassasiyetindedir. Bu anlamda her iki komisyon da büyük bir özveriyle çalışmaktadır. Bu çalışmaları desteklemek yönetim olarak hepimizin görevidir. Yönetimde, oransal olarak kadın meslektaş sayısının azlığı komisyonları olumsuz yönde etkilememektedir. Çünkü az önce de belirtmiş olduğum gibi Kadın ve Çocuk Hakları konusundaki sorumluluk bilincinin hukukçu olarak hepimizde olması gerekir. Ayrıca belirtmek gerekir ki başta Baro Başkan Yardımcımız ve Baro Genel Sekreterimiz olmak üzere pek çok kurul ve komisyonlarda kadın meslektaşlarımız görev almaktadır. Temsiliyet konusunda oransal olarak kadın sayısının azlığı, hem baro siyasetinin hem de ülke siyasetinin bir sorunudur. Yönetimde de, baro siyasetinde de, ülke siyasetinde de daha çok kadın görmeyi ümit ediyorum.

Tekrar seçildiniz, projelerinizin devamı niteliğinde olan ve yeni projeleriniz var mı?

Projelerimizin çoğunluğu meslek içi faaliyetlerle ilgili olup önceliğimiz genç meslektaşların maddi ve manevi kaygılarını ortadan kaldırmaya yönelik olup bir buçuk senelik hizmet süremizde ve seçim döneminde projelerimizi meslektaşlarımıza ayrıntılı olarak aktarabildiğimize inanıyorum projelerimizin en önemlilerinin genç avukatlar meclisinin kurulması genç ofislerin yaygınlaştırılması CMK ve adli yardım yönetmeliğinin değişmesi ve Hatay Barosu hizmet binasının temelinin atılması olarak sıralayabiliriz. Bunları da açmam gerekirse Hatay barosunun %40 ını 5 yıl altı kıdeme sahip meslektaşlarımız oluşturmasına rağmen kanunen baro başkanlığı ve TBB delegeliği için 10 yıl, yönetim ve disiplin kurulu için ise 5 yıl kıdem zorunluluğu bulunmaktadır.

Dolayısıyla baro organlarında yer alamayan ancak baronun çoğunluğunu oluşturan meslektaşların temsiliyeti genç meclis sayesinde sağlanacak olup ileriki dönemlerde baro başkanından yönetimine ve tüm baro organlarının bu meclis tarafından seçileceğine inancım tamdır.

Genç ofis: Hatay barosuna bağlı tüm ilçelerde demirbaşları ve kirası baro tarafından karşılanan ofisler açarak mesleğe başlangıç aşamasında ekonomik kaygı duyan meslektaşları rahatlatma çabasındayız, önceki dönemde 5 ilçede açılışını gerçekleştirdiğimiz genç ofislerin sayısını ve kapasitesini arttırmayı hedeflemekteyiz. Ayrıca CMK ve Adli yardım yönetmeliklerini genç meslektaşlar lehine revize ederek pozitif ayrımcılık uygulamayı hedeflemekteyiz.

Türkiye’deki baroların tamamına yakınında baro binası bulunmakta iken Türkiye’nin en büyük 10. Barosunun binasının bulunmaması hepimizin ayıbıdır, önceki dönem temellerini atmayı hedeflediğimiz projesi çizilen onaylanan ve hatta ihale aşamasına getirilen baro binamızın inşaatının başlangıcı enflasyon ve kur artışları sebebiyle bu döneme kalmıştır inşallah baromuza ve meslektaşlarımıza layık binamızın temellerini en kısa zamanda atarak baro birimlerini, staj eğitim merkezi, meslek içi eğitim merkezlerini avukat misafirhanesini binamıza taşıyacağız.

Soru:Hukuk fakülteleri ve hukuk fakültesi mezunu sayısında ciddi bir artış olmaktadır bu nedenle mesleğin olumsuz yönde etkilendiğini düşünmekte misiniz?

2022 itibariyle Türkiye de devlet, vakıf ve özel üniversite olmak üzere toplam 91 hukuk fakültesi mevcuttur. Bu rakamın ihtiyacın çok üzerinde olduğu aşikardır. Türkiye barolar Birliği ve il baroları yıllardır yeni fakülte açılmaması mevcut fakültelerin bir kısmının kapatılması ve kontenjanların düşürülmesi ile sınav başarı sıralamasında sınırlama getirilmesi konularında adalet bakanlığı ve ÖSYM ye talepte bulunsa da bu talepler karşılıksız kalmaktadır. Hukuk fakültelerinin artışı hukukçu enflasyonunun yanında niteliğin düşmesine sebep olmakta, il baroları üzerindeki baskıyı arttırmaktadır. 2022 yılı itibariyle Türkiye’de yeni bir hukuk fakültesi açılmamış ve kısmen başarı sıralaması sınırlaması getirilmiş olsa da bu tedbirler yetersizdir. Yukarıda belirttiğim nitelik kaybı sadece avukatlar için geçerli olmayıp hakim, savcıları ve dolayısıyla hak arama mücadelesi veren vatandaşı da direkt olarak olumsuz etkilemektedir

Aralarında avukatların da olduğu, sağlık çalışanları, öğretmenler, basın mensupları gibi meslek çalışanlarına yönelik şiddet uygulandığını görüyor, biliyoruz. Bu meslek gruplarının birlikte hareket etmesi şiddetin önlenmesi yönünde olumlu olmaz mı? Baro olarak sizlerin bu konuda bir çalışmanız olacak mı?

Maalesef ki bahsi geçen meslek grupları ile Türkiye’deki tüm nitelikli meslek gruplarına karşı şiddet uygulandığına şahit olmaktayız. Ülkemizde ciddi bir yozlaşmanın var olduğu ve cehaletin hiç bu kadar cüretkar olmadığı bir dönemden geçmekteyiz. Hatay Barosu olarak hem kendi meslektaşlarımızı hem de diğer meslek mensuplarına karşı uygulanan şiddet ve düşmanlığa karşı etkin biçimde mücadele etmekteyiz. Ancak bu şiddetin artmasında ki temel sebeplerinden birinin de tutukluluk tedbirinin etkin biçimde uygulanmamasıyla kanunun dolayısıyla cezaların caydırıcılığının bulunmamasıdır.

Avukatlık toplumsal muhalefet mesleğidir, avukatlık savunma makamıdır dolayısıyla Hatay Barosu ve biz avukatlar olarak sadece kendi meslektaşlarımıza karşı değil halkın her kesiminden ve her meslekten vatandaşımıza karşı uygulanacak şiddete karşı durmaktayız ve durmaya da devam edeceğiz. Tabi ki bu süreçte bütün meslek gruplarının dayanışma ve birlik içerisinde olması temennimizdir. İş birliğine gelecek olursak Hatay Barosu HAMOK ile koordine hareket etmektedir aynı şekilde basın mensuplarıyla ve farklı meslek odalarıyla aktif olarak temastadır. Bildirilen tüm şiddet vakıaları ile hak ihlallerine karşı tüm kurul ve komisyonlarımız marifetiyle mücadele etmekteyiz.

Ülkemizde ve buna paralel olarak il ve ilçemizde suç vakalarının arttığını görüyoruz. Suçun artması hususunda mülteci ve sığınmacıların etkisi olduğunu düşünüyor musunuz? Suçun önlenmesi noktasında çalışmalarınız var mı?

Ülkemizde ve ilimizde suç vakalarının arttığı adalet bakanlığı verilerince de sabit olup ilçemizde de durum aynıdır. Özellikle uyuşturucuya başlama yaşının 18 yaşın altına düşmesinden endişe duyuyoruz. Bu konuda farkındalık yaratan siz basın emekçilerine teşekkür ediyoruz.

Düzensiz göçmen, geçici koruma statüsündeki bireyler ve sığınmacıların yoğun olduğu il ve ilçelerde suç oranındaki artışın daha yüksek olduğu kanaatindeyim. Suçun artmasındaki temel sebep ekonomik burhan, eğitimsizlik, cezaların caydırıcı olmaması, infaz yasalarının suçlu lehine değişmesi ve suç ile suçlunun toplumda övülmesidir. Sığınmacılar açısından ise aynı sebeplerin varlığı yanında topluma entegre olmaları noktasında gerekli hukuki eğitimlerin verilmemesi, ülkeye kabul sırasında adli suçu kayıtlarının incelenmemesi, Türkiye’de kayıtlarının bulunmaması olarak görmekteyim. Dolayısıyla ülkemiz politikalarının da eleştirilmesi gerekmektedir. Artan ırkçılıktan da rahatsızlık duymaktayım.

Türkiye’de yaşayan her birey için suçun önlenmesinin tek yolu eğitimdir, bu konuda barolara kanunen yüklenen bir görev olmasa da şiddetin/suçun önlenmesi konusunda seminerler düzenlenmektedir. Denetimli serbestlik bürosu ile Baromuz ortak çalışmalar yürütmekte, denetimli serbestlik mahkumlarına baromuza mensup meslektaşlarımız tarafından seminerler verilmektedir. Kanun koyucuların da suç işleyen bireylerin cezalandırılmasını yanında rehabilitasyonu ve topluma kazandırılması için kanun değişikliklerine gitmesi elzemdir. Suç işleyen vatandaşların ceza evinden çıktıktan sonra ve ya denetim sürelerinde yeniden suç işlediklerine şahit olmaktayız, yaptığım araştırmalar neticesinde Avrupa’da cezaevine giren bireylerin topluma kazandırılması noktasında ciddi anlamda başarı sağlandığı sonucuna ulaştım. Benzer yöntemlerin ülkemizde de uygulanmalıdır.

Türkiye’de yargılamaların uzun sürmesi vatandaşın hak arama mücadelesine nasıl etki etmektedir. Buradaki sorumluluk kimdedir?

İlçemizde ortalama bir hukuk yargılaması ilk derece mahkemesinde 1.5 yıl istinaf ve Yargıtay’da ise 2-3 yıllık süre zarfında sonuçlanmaktadır. Vatandaş basit bir boşanma davasının sonuçlanması için dahi 3-4 yıl mücadele etmektedir. Bu süreç vatandaşı psikolojik ve maddi anlamda yıpratmakta, hak arayışından vazgeçme noktasına getirmektedir. Bizler de avukatlar olarak vatandaş ile karşı karşıya gelmekteyiz ve izahında güçlük yaşamaktayız. Yargılamaların uzunluğundaki asıl sorumluluğu hakim ve savcılara bağlamak hakkaniyetsiz olacaktır Türkiye de yeterli sayıda ve nitelikte hakim savcı bulunmamaktadır. Bu sebeple hakim ve savcı meslektaşlarımıza orantısız iş yükü yüklenmektedir, aynı şekilde ön inceleme duruşması ve delillerin toplanması aşamasında ciddi süre kaybedilmektedir. Türkiye barolar Birliği başkanı Sayın Av. Erinç Sağkan ile bu konu özelinde yaptığımız değerlendirmede sürelerin kısaltılması hususunda ön inceleme duruşmalarının on kaldırılması ve delillerin taraflarca sunulması hususunda değişiklik yapılması konusunda adalet bakanlığı ile ortak çalışma yürütüldüğünün bilgisini bizzat almış bulunmaktayım.

Bu konuda vatandaşın ciddi anlamda mağduriyetine sebep olan bir diğer husus ise uzun süren yargılama sonunda mahkemece haklı bulunan tarafın elde edeceği kazancın seneler içerisinde hiper enflasyona yenik düşmesi ve hakkın tam olarak sahibine teslim edilmemesidir. Her ne kadar konusu paraya ilişkin olan davalar ile icra takiplerinde faiz işletilse de bu faiz oranı çok düşük olduğundan vatandaş davasını kazansa dahi zararı/alacağı tazmin edilememektedir maalesef ki bu durum kötü niyetli borçluları korumaktadır.

Toplumsal olaylara karşı Hatay Barosu ve Yönetim Kurulu üyesi olarak sizler nasıl bir refleks göstereceksiniz?

Türkiye Barolar Birliği ve Hatay Barosu; Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak görevlerini uzun yıllardır en iyi şekilde ifa etmektedir. Bu bağlamda Anayasanın korunması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin uygulanması, hak ihlallerine karşı itiraz süreci noktasında vatandaşın sesi olmaya devam edeceğiz.

Hatay Barosu Yönetim Kurulu ve Baromuz bünyesinde çalışmalarını sürdüren 28 Komisyonumuz kanunun verdiği yetki çerçevesinde çalışmalarını en etkin biçimde yürütmektedir.

Haber – Foto: Ümit Dadük Sağaltıcı

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
Anasayfa Sağ Bloka Esnek veya Sabit ölçülerde SINIRSIZ reklam alanını şablon olarak ekleyebilirsiniz. Şuan örnek olarak sadece 2 reklam kullanıldı.

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.